-

Kentin Kırık Aynasından

Yazar:

22.12.2014

Kişi Okumuş

0 Yorum

Kentin Kırık Aynasından

instagram takipçi arttırma, instagram takipçi satın al, instagram takipçi kasma, instagram takipçi hilesi şifresiz


Barınmanın hak olmaktan çıktığı bir Türkiye! Nereye ait olduğunu bilmeden yaşamak ve 50-60 yılını yaşadığın mahallenden çıkıp bilmediğin bir yerde yabancı olarak hayatını sürdürmeye çalışmak.

Tüm bunlar yaşanmasın diye çeşitli elemler yapıldı, yapılıyor… 28 Aralık’ta da büyük Marmara mitingiyle kentler bir kez daha savunulacak. Türkiye’nin her bir noktasında uygulanan kentsel dönüşüme, talana, ormanların yok olmasına, zeytin ağaçlarının kesilmesine karşı yeniden meydanlarda olunacak…

O meydanlarda kuşkusuz kentsel dönüşüm mağduru mahallelerde yer alacak… O mahallerden biri de Fikirtepe…

Artık yabancısı olmadığımız kentsel dönüşüm kavramıyla yeni bir sürgün politikası uygulanıyor… Edward Said”in dediği gibi; “Sürgün bir kere sürgün edildikten sonra üzerinde yabancı olma damgası taşıyarak anormal ve sefil bir hayat yaşar.”

Bu sürgünlüğün en somut örneğini İstanbul Fikirtepe yaşamaya başlamış bile… Bu hafta Kentin kırık aynasını Fikirtepe’ye tuttuk. İstanbul’un en büyük kentsel dönüşüm alanı bu semt… 4 yıl önce kendi mağrurluğunda öylece duruyordu; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İBB’nin Fikirtepe’ye dair fikirleri olana kadar! Bakanlık 60 adası olan bu semti şirketlere peşkeş çekti…

Fikirtepe’de Devlet Gaspı Var!

Fikirtepe’de çoğunlukla mülk sahipleri yaşlı ve emekli… Alt gelir grubuna ait bir mahalle… Mahalleye lokasyon olarak baktığımızda insanlar yol parasından da muaflar… Çünkü kentin merkezinde, işlerine yürüyerek gidiyorlar. Ancak 4 yılda Fikirtepe en yoksul sürecini yaşamaya başlamış bile… Kentsel dönüşüm Fikirtepe’yi yoksunlaştırmış ve yoksullaştırmıştı.

Fikirtepe’de dönen bu büyük ranta karşı kim ne yapıyor diye yola çıktığımızda öğrendik ki sorunlara çözüm için bir dernek kurulmuş: Fikirtepe Derneği. Derneğin yönetim kurulu başkanı Sabır Karakoçoğlu ve Fikirtepe’nin simge evinin sahibi Alaattin Demirel’le Fikirtepe’de buluşuyoruz…

Fikirtepe’de yıkılan yerlerden geçiyoruz, moloz yığınlarının arasından. Ve yıkılmış bir adanın önünde duruyoruz. Sabır Karakoçoğlu Fikirtepe’deki gasptan söz ediyor! Bunun da ötesinde Fikirtepe’nin birleşememesi, kendi aralarındaki çatışmanın da yıkımı hızlandırdığını söylüyor… Hatta bundan sonraki süreçte ciddi sosyal dramlar yaşanacağının da altını çiziyor: “Burada sosyal bir yarılma da var… Evini vermek için imzalayanlar ve imzalamayanlar arasında çatışmalar var. İmza atan vatandaşın hiçbir inisiyatif yok… Yazılan maddeleri de anlamıyorlar zaten. Bu anlamda da sosyal dramlar yaşanacak tabii… Hazırlanan torba yasası olursa ki umarım olmaz, burada cinayetlere kadar süren bir süreç olacak. Düşünsenize tek mülkü, 40,50 yıllık çalışması, her şeyi bir anda gasp ediliyor. Bu elbette ileride büyük bir patlamaya neden olacak.”

Yazılan Hiçbir Madde Açık Değil

Aslında tıpkı diğer mahallelerde yaşanılan süreç yaşanıyor Fikirtepe’de… Ancak buranın bir farkı var: Örgütsüz ve oldukça geniş bir alan. Ayrıca çok da fazla firma var. Bu firmalar evlere gelerek halkı ikna etmeye çalışıyor. İkna olan ikna olmayanla çatışmaya başlıyor ve ortaya kaos çıkıyor… Fikirtepe’de koca bir çözümsüzlük ve belirsizlik hakim ancak bunu halk değil yetkililer yapıyor.

Fikirtepe’nin simgesi olan o evi hatırlayacaksınız… Alaattin Demirel’in eviydi. Şimdilerde sadece toprak yığını olarak duruyor. Fikirtepe’de duyduklarımız karşısında şaşırmak mı gerek yoksa şaşırmamak mı bilmiyoruz ama en azından devlet eliyle mülklerin nasıl halkın elinden alındığını Alattin Demirel anlatıyor: Vatandaş içeriğini bilmediği, mülkünün karşılığında ne alacağı açıkça gösterilmeyen, teminatsız dayatılan sözleşmeleri kamulaştırma tehditleri altında mecburen imzalamak zorunda kalıyor.

Demirel’in başından da geçmişti bu süreç. Demirel tek başına direndi Fikirtepe’de. O tek ev kalana kadar. Komşularına sözleşme imzalattılar, o kabul etmedi. Tek başına sandı önce kendini, ancak 44 ev daha imzalamayı reddetmişti buna rağmen evleri yıkılmıştı. Evler yıkıldıktan sonra imzalar alındı! Demirel süreci anlatırken de biraz pişman; “Bakanlıkla görüştük bakanlık kamulaştırma yazısı gönderdi. Müttehit imzalamazsa acil kamulaştıracağız dedi, istemeyerek de olsa, yaptık. Ama ben firmayla sözleşme hazırladım, fakat firma imzalamak istemedi… Bakanlık bana baskı yapıyor, ihtarname çektim, bakanlığa ve firmaya sonra bize yollanılan sözleşmeyi imzaladık… “

Halkı Bir Birine Düşürdüler

Yıkımı meşrulaştırmak için yeni yollar, yeni yasalarla halkın elinden mülkün alan bakanlık bir yanıyla mülksüzleştirmenin de yolunu açıyordu. Halk kandırılıyor. İmzalatılan vekaletnamelerle malını satma dahil tüm yetkileri vatandaşın elinden alınıyor. Buna ne İBB, ne de Bakanlık önlem almak için kılını kıpırdatmıyordu… Yıllar önce yapılan binaların inşaatı hala duruyor. Metruk ve moloz yığınları arasında yaşayan halk bir süre sonra pes etmek zorunda kalıyor…

Tüm bu hukuksuzlukların yanı sıra bazı firmalar bölgeden işlerini takip ettirecekleri kişiler seçip, bunları halkın temsilcisi olarak mahalleye yolluyorlar. Temsilci denen kişiler, adaların temsilcisi gibi davranarak komşularını kandırmaları için kullanılıyor. Komşular birbirine düşürülüyor. Sözleşme imzalayanlar imzalamayanları tehdit ediyor… Demirel tüm yaşanılan süreci iki cümleyle özetliyor, “acele kamulaştırma uygulaması mülksüzleştirme ve yerinden etmeyi sağlamaya yönelik çok adaletsiz bir araçtır. Devletin vatandaşının evini elinden almasından daha vahim, daha ceberrut ne olabilir ki? Bu eylem Dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Fikirtepe’de müteahitliğe soyunan firmaların yeterliliğini kontrol etmiyor. Müteahhitliğe soyunan bazı firmaların ruhsat alabilmek için istenen harçları ödeyemediği biliniyor. Arsa sahiplerinin 0’ü ile anlaşma yapan firmaların aylardır inşaata başlamaması soru işareti yaratıyor. Bazı firmalar topladıkları sözleşmeleri başkalarına satarak halkın malı üzerinden haksız kazanç sağlamaktadır.

Diğer yandan ruhsat isteyen bazı firmalara da bakanlığın ruhsat vermemesi ayrı bir soru işaretidir olarak bir köşede duruyor…

Torba Yasaya Karşı Birlikte Mücadeleye

İşte Fikirtepe Derneği’de bu amaçla kurulmuş. Bütün bu yaşanılan hukuksuzlukları takip etmek, firmanın evini aldığı aileye nasıl bir haksızlık yaptığını ortaya çıkartmak, halkı bir yanıyla da bilinçlendirmek için bir araya gelinmiş.

İmza atmayanların, gitmek istemeyenlerin haklarında sahip çıkıyor dernek. Sabır Karakoçoğlu; “Burada insanlar nasıl davranacağını bilemiyor, kamulaştırma yazısı geldiğinde ne yapacağını bilmiyor, biz bunun için de varız.. Bütün gücümüzle ne gerekiyorsa buradaki insanlara yardım edeceğiz. Bizler 4 yıldır uğraşıyoruz… Derneği yeni hayata geçirdik ama biliyoruz ki örgütlenme olmadan bu işin olmayacak. Ve yeni çıkacak Torba Yasaya karşı da birlikte hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. ” diyor.

Onca zaman geçmesine rağmen Fikirtepe’de bir ilerleme yok! 4 yıllık inşaatlar öylece duruyor Fikirtepe’nin tepesinde…

Hukuksuzluğun en somut örneğini gördüğümüz Fikirtepe’yi ileriki süreçte çok daha vahim sonuçlar bekliyor. Bu sonuçların olmaması içinse Fikirtepe Derneği 28 Aralık’ta Marmara Mitinginde kentleri savunacak. Bu miting doğaya, ekolojiye ve evime dokunma diyenlerin isyana olacak bu isyan ise kentin kırık kırık aynasında çoğalacak…

Kaynak : Birgün

Editörün Diğer Yazıları :

İnşaat Gündemi’ne Abone Ol!

Bu içeriği beğendiniz mi? Tüm güncel içeriklerimizden haberdar olmak için e-posta abonemiz olabilirsiniz.




YORUMLAR

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

GÜNLÜK DEMİR FİYATLARI

14.07.2022 Demir Fiyatları
Bölge Ø8 Ø10 Ø12-32
İstanbul 15200 ₺ 15100 ₺ 14850 ₺
İzmir 14900 ₺ 14750 ₺ 14550 ₺
Karabük 15100 ₺ 14900 ₺ 14700 ₺
Biga 14950 ₺ 14800 ₺ 14600 ₺
Payas 14850 ₺ 14700 ₺ 14500 ₺
Gebze 14950 ₺ 14850 ₺ 14600 ₺
Samsun
Ankara 15300 ₺ 15150 ₺ 14950 ₺
Bursa 15200 ₺ 15050 ₺ 14850 ₺
Kütahya
Sivas 15150 ₺ 15000 ₺ 14800 ₺
Detaylı Görünüm

BENZER İÇERİKLER

FACEBOOKTA BİZ

Facebook
Instagram
Telegram
LinkedIn
YouTube
RSS