Ağaoğlu: Taksim’de etek giyer gezerim!

Başarılı projelerle inşaat sektörünün en çok konuşulan isimlerinden olan Ali Ağaoğlu Enver Aysever’e sıradışı yaşamı ve çok tartışılan Maslak 1453 projesiyle ilgili açıklamarda bulundu.

Enver Aysever: Siz reklamlarda bu olmaz bu olmaz başka bir şey istiyorum diyorsunuz? Benim bildiğim gelişmiş ülkelerde bir şehrin nasıl olacağını şehir planlamacıları ve mimarlar karar verir. Ne gibi bir özelliğiniz var ki Türkiye’nin bütün mimarları bu kadar yaya kalıyor siz karar veriyorsunuz. Bu konuda ne söylemek istiyorsunuz?

Ali Ağaoğlu: Şunu söyleyeyim tabi ki şehrin planlamasında İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi karar verir. Planları Belediye yönetimleri yapar. Biz burada projeyi konuşuyoruz. O arazinin belli bir imar şartları vardır. Biz yapacağımız projenin tasarımını yapıyoruz. Yoksa imar planını biz yapmıyoruz.

Enver Aysever: Bunları siz mi yapıyorsunuz mimarınız mı yapıyor?

Ali Ağaoğlu: Tabi ki mimarım yapıyor.

Enver Aysever: Ama siz beğenmiyorsunuz hiç birini?

Ali Ağaoğlu: Şunu söyleyeyim biz bazı projelerimizi yaptığımız uluslararası ve yurtiçi yarışmalarından alıyoruz. Beğendiğimiz projeyi yaparız. Biz bu projeyi hocaların hocası Tuncay Şavdar planlamıştı. Tabi ki bina tasarlamak mimarların işidir.

 

Etek giyer gezerim

Enver Aysever: Kaç ağaç kestiniz?

Ali Ağaoğlu: Eğer orada bir ağaç kesildiyse benim hatta bugün beyanatım da vardır. Etek giyer gezerim. İskoçlarda etek giyer ama Türk erkekleri için etek onur kırıcı bir şeydir. Etek giyer Taksim’de gezerim.

 

O arazide ağaç yoktu

Enver Aysever: Diyorsunuz ki ormana komşu olmak istemez misiniz? Tuhaf olan bu sizin yanınızda orman var ama sizin orada hiç ağaç yok.

Ali Ağaoğlu: Bu arazi daha önce zaten araziydi yan tarafı park ormandı. Bu arazi daha önce askeriyenin atış poligonu olan bir yerdi ve döküm alanı olan bir araziydi. Ağaç kesinlikle yoktu. Beni burada en çok sevindiren şey insanların burada doğaya sahip çıkmaları toplumsal tepki vermeleri çok önemlidir sevindirici bir şey.

 

İstanbul Dünya başşehri olan bir şehir

Enver Aysever: İstanbul neredeyse bir beton çöplüğüne döndü sizde sürekli betonun içindesiniz. Avrupayı da gezen birisizniz dünyayıo gezen birisiniz. Bu kadar beton İstanbul için haksızlık değil mi, Siz de farkında olmadan İstanbul’u katledenlerden biri olmuyorsunuz?

Ali Ağaoğlu: İstanbul dünya başşehri olacak bir şehir ama biz zamanında İstanbul’u plansız yapılaşma ile Napolyon 300 sene önce demiş ki dünya tek şehir olsaydı İstanbul baş şehir olurdu. Biz İstanbul’u aşırı göçlerle zamanında aşırı göçlerle yerel yönetimlerin planlarını zamanında yapamamasıyla aşırı göçlerin verdiği baskıyla biz İstanbul’u plansız bir şekilde geliştirdik. Sağlıksız binalardan oluşan bir bina stoğumuz var. Eğer daha iyi bir malzeme bulunursa betonu bırakır o malzemeye döneriz.

 

Çıkar içinde olduğum tek bir gazeteci yoktur

Enver Aysever: Sizinle ilgili şöyle bir iddia var. Ağaoğlu medyadaki kimi gazetecileri de besleme gazeteci yapıyor. Parasıyla puluyla onları boğuyor ve onları kendine esir ediyor. Medyada sizden beslenen gaeteciler var mı?

Ali Ağaoğlu: Eğer bir tane varsa bir tek Candaş Tolga Işık kardeşim gibi sevdiğim bir insandır. Dostumdur gazeteci değildir o. Bunun dışında çıkar ilişkisi içinde olduğum tek bir insan yoktur. Bunu ıspatlasınlar ben kendimi köprüden aşağı atarım.

 

Başarımı kıskanıyorlar

Enver Aysever: Sizin çeklerinizin piyasadan geri döndüğüne yönelik bir iddia var. Siz önemüzdeki dönemin banker kastellisi gibi biri misiniz yoksa dünyanın en güçlü zenginlerinden biri misiniz?

Ali Ağaoğlu: Bunu eğer bunu ıspatlarsa kendisine bitmiş hazır olan 100 tane daire vereceğim. Ne gecikmiş bir kredim vardır ne de yazılmış bir çekim.

Enver Aysever: Başarınızı mı kıskanıyorlar?

Ali Ağaoğlu: Evet

 

Tek hobim arabalarım

Enver Aysever: Sizinle ilgili benim rahatsız olduğum mesele şu siz yetişkin ve yıllardır üretim yapan bir aileden geliyorsunuz. Genelde varlıklı aileler bu kadar malını mülkünü ortaya koymaz. Bakın bir şey söyleyeceğim bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Toplam 10 milyon 127 bin liralık arabanız var. Bu kadar açın açığın olduğu bir ülkede biraz gösteriş budalalığı gibi biraz şımarıklık gibi algılayanlar haksız mı sizce yoksa ben kazandım hayal ettim oldu mu diyorsunuz?

Ali Ağaoğlu: Şunu söyleyeyim ben çok hobisi olan bir adam değilim günde 15-18 saat ortalama çalışan bir insanım sabahın 5’inde yatayım 7’de kalkarım 8’de en geç işimin başındayım. Ve gece işim kaçta biterse. Öyle çok hobileri olan gezen bir adam da değilim. Bir tek hobim var güzel arabalara binmek. Ben liseye giderken de benim altımda en lüks model araba vardı. Arabayı alınca garajda kız sever gibi mi seveceğim.

 

Ağaoğlu saatini bağışladı

Enver Aysever: Para mı insanı yakışıklı gösterir yoksa siz yakışıklı biri misiniz?

Ali Ağaoğlu : Yani tabiî ki kendimi beğeniyorum ve yakışıklı bir adamım. Kızlara sor kızlar daha iyi bilir.

Enver Aysever: Onlara hiç soruyor musunuz benimle niye geziyorsunuz ben yakışıklı mıyım diye?

Ali Ağaoğlu : Çirkin miyim sence senden daha yakışıklıyım. Eli ayağı düzgün bir adamım güçlü bir adamım.

Enver Aysever: Şuraya koyacağız Ali Ağaoğlu’nda programa hatıra diye her halde bu saati bize vereceksiniz?

Ali Ağaoğlu: Bunu sevgilim bana aldı ben veremem o yüzden sen başka kapıya.

Bunu satıp eğitime vereceksen saati veririm sana. Tama bedelini eğitim için harcayacaksın. Ben eğitim gönüllüsü bir insanım. Diyarbakırda bir ayda içinde 9 tane okulu yaptım. 15 gün önce de eğitime açtım onları.

 

Kesinlikle dürüst çalıştım

Enver Aysever: Türkiye’de alın teriyle zengin olunmaz mutlaka çalınıp Çırpılır siz de namusunuzla mı zengin oldunuz yoksa çalıp çırptınız mı?

Ali Ağaoğlu: Kesinlikle dürüst ve çok çalışarak zengin oldum. Eğer aksi olsaydı bir medya grubunda hakkımda 6-7 kişilik bir masa kuruldu. Bütün işim özelim her şeyim araştırıldı. Bulsalardı eğer inan on katını çarpıtarak yazarlardı.

Enver Aysever: Türkiye’nin yeni Sakıp Sabancı’sı mısınız?

Ali Ağaoğlu: Sakıp Sabancı ticarette babamdan sonra örnek aldığım çok başarılı bir iş adamıdır ama onun kendine özgü şeyi vardı. Ben Ali Ağaoğlu’yum o Sakıp Sabancı’dır.

 

Vatan