Çılgın projelerin mimarı

Star Gazetesi muhabiri Fulya Erdem’in Serdar İnan’la röportajı…

Mimar bir ailede büyüyen ve aile mesleğini seçen İnanlar İnşaat’ın patronu Serdar İnan, ‘altın çağ’a hazırlanmak için kolları sıvadı. ‘İlham geliyor çiziyorum’ diyen İnan, bugüne kadar bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz projelerini hayata geçireceği zamanı bekliyor.

Serdar İnan…  O, yarım asırlık bir markanın ikinci kuşak patronu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘Kanal İstanbul’ projesi için “30 milyar dolar veririm” sözleriyle çok konuşuldu. Mimar olmasının da avantajını kullanarak bugüne kadar 120’nin üzerinde projeye imza attı. Ancak onun hayalleri, bilim kurgu filmlerini aratmayacak cinsten. “İlham geliyor çiziyorum” diyen İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, aynı anda devam eden 7 projesini tamamladıktan sonra ütopik projelerini hayata geçirmeyi planlıyor. Hükümet ve Bakanlık düzeyinde projelerini sunduğunu belirten Serdar İnan, toplam 40 milyar dolar bütçeli hayallerini gerçeğe dönüştürmek için gün sayıyor.

Sizi yaratıcı, farklı, hatta ütopik denecek proje ve fikirlerinizle tanıyoruz. Hikayenizi anlatır mısınız?

1965 yılında Erzincan’da doğdum. Robert Kolej’in ardından İTÜ Mimarlık’tan mezun oldum. Aile üyelerimizin birçoğu mimar ve inşaat mühendisi. Ben de üniversite yıllarında İnanlar İnşaat’ta çalışmaya başladım. Ama derseniz hayaliniz bu muydu? Değildi, ben tüccar olmak istiyordum. Bir yakınımın yönlendirmesiyle mimarlık yazdım ve mimar oldum. Çocukken babamın aldığı tüm arsaların fiyatlarını, kârlarını, ne kazanırdı hepsini bilirdim. 1995’ten bu yana da İnanlar İnşaat’ın Başkanlığı’nı yürütüyorum.

Şimdi neler yapıyorsunuz? Devam eden projeleriniz hangileri?

Bugüne kadar 120’nin üzerinde projeye imza attık. Yüzde 99’u İstanbul merkezli yap-sat işlerdi bunlar. 7 devam eden projemiz var. Bunlar; Kartal’da Asl’ı Bahçe, Sarıyer’de Teracce Plus, Teracce Doğa, Teracce Hayat, Teracce Vadi. Atakent’te Teracce Tema ve Esenyurt’ta da Teracce Mix adlı projelerimiz var. Arsa dahil 700 milyon liralık bir maliyeti var bu projelerin.

Aynı anda yürüyen 7 proje ve büyük yatırımlar… Korkmuyor musunuz yarım kalır diye?

İnşaatlarımızın kabası bittiğinde yüzde 60’ı satılmış oluyor. Müşterinin talebine göre ve prim yaptıran projeler yapıyoruz, metrekaresi 2 bin liradan başlıyor. Satış problemimiz olmuyor.

Bundan sonraki ne gelecek?

Yeni çağ, altın çağı… Özgürleştirici, birleştirici, geliştirici fırsatların sunulduğu bir platformdan söz ediyorum. Artık hepimiz kendimizi bir adım ötemizdeki bu altın çağa hazırlamalıyız. Biz de bu kapsamda bugüne kadar yaptığımız projelerin dışında konseptlerle yürümeyi planlıyoruz. Mesela Havvada, Tac-ı İstanbul, duraklarda durmayan tren projelerim böyle. İstanbul’un değerini artıracak, marka yapacak projelerin peşine düşeceğim bundan sonra. İstanbul’un yakın zamanda yapılan Türkiye medeniyetini yansıtan bir simgesi yok. Ben bunu yapmak istiyorum. İstanbul’u marka yapmak istiyorum. 40 milyar dolarlık projelere odaklanacağım bundan sonra.

Marka olmak neden bu kadar zor?

Türkiye’de marka olmak zor. Yenilik, icat genelde destek görmüyor. Gelişmiş ülkeler çocuklarını küçükken yeteneklerine uygun değerlendiriyor. Bizde ezbercilik hakim. Bir iş yapmak istersen önüne o kadar büyük bürokratik engeller çıkıyor ki. Güzel düşünceler var ama uygulanması mümkün değil. Şartlara uygun çalışmalar yapılmadığında da uygulamada da birçok sorunlar yaşanıyor. Ama ben markalaşmak için farklı olanı, yeni çağa yakışanı hayal etmeye devam edeceğim.

Bilim kurgu filmlerinde gördüklerimizi hayata geçireceksiniz yani…

İnşa etmeden önce hayal etmek lazım. Kafa yoruyorum, okuyorum. Aslında herşey Allah’ın ilminin bir sonucu. Bakıyorum bir ilham geliyor, kafamda beliriyor birçok şey.

Kanal İstanbul’a ne diyorsunuz?

Kanal İstanbul’un bir an önce hayata geçirilmesi gerek. Orası bir rant aksı. Boğaz manzaralı şehirler kurulacak. Bölgeye yakın binaların arsaların değerleri artacak. Karadeniz kapalı bir havuz, akan ırmaklar var. Bu tatlı sular Boğaz’dan Akdeniz’e akıyor. Yeni Boğaz’ın su taşıma kapasitesi İstanbul Boğazı’nın hacminin 30’da 1’ine denk geliyor. Bunun ciddi bir ekolojik sorun yaratacağını düşünmüyorum.

Siz aynı zamanda şairsiniz.

Şiir ve makale yazıyorum. 5 kitabım çıktı. En son yayınlanan ‘Asl-ı Suret’ bir şiir kitabı. Daha önce ‘Yansımlar’, ‘Mahşer’, ‘Doğum’ ve ‘Seninle Bensiz’ isimli kitaplarım çıkmıştı. Şimdi twitter’la ilgili bir kitap yazıyorum. Roman yazmayı planlıyorum. Günümüzün Türkiyesi’nde geçen bir Anadolu çocuğunun hikayesi olacak. 

Özgürlük adası Havvada’ya ‘tamam’ desinler 2023’e yetişir

‘Çılgın Proje’ olarak tanıdığımız ‘Kanal İstanbul’un hafriyat toprağına talibim. Bu toprağın üzerini inşa etmeyi planladığım dev ‘özgürlük adası’nın planını Tel Avivli mimar Benshetrit Dror çizdi. İstanbul’a 2. Boğaz olması planlanan Kanal İstanbul Projesi’nden çıkacak 1 milyar metreküp hafriyatla Karadeniz çıkışında, 16.5 milyon metrekare alanda Havvada adlı yapay adayı inşa etmek istiyorum. Diğer ülke vatandaşlarının pasaportsuz girebileceği 300 bin nüfus kapasiteli bir adadan söz ediyorum. 30 milyar dolar yatırımla inşa edilecek Havvada’da eğitimden, sağlığa, eğlenceden kültüre birçok merkezin yer aldığı yeni bir şehir yaratılacak. 
Kendi enerjisini kendi sağlaycak, ekolojik bir sisteme sahip olan Havvada, tıpkı Hz. Havva’nın dünyaya indiği dönemdeki gibi olacak. Burada tüm farklılıkları ortadan kaldırdık. Proje onaylansın hemen ertesi gün başlayacak şekilde hazırlığımızı yaptık. Adanın inşası en geç 7 yıl içinde tamamanır ve proje 2023 ylı vizyonuna yetişir.

Şantiye, Kandil’den önceki son durak

Mütekabiliyet, KDV ve 2B ile ilgili düzenlemeler yapıldı. Ancak hepsinin eksikleri var. Şantiye, Kandil’den önceki son duraktır. Bu yüzden desteklenmesi önemli. Bölge gençleri ya tarlada ya da inşaatta çalışıyor. Tarla mevsimsel. Geriye sadece inşaatlar kalıyor. Eğer bu sektör yürümez ya da krize girerse istihdama yansır. Şantiyede hiçbir işi bilmeyen çocuğa bile iş vardır. Orada yatar, yemeğini yer, parasını memlekete gönderir. İnşaat stratejik bir iş kolu.

Bursa’yı yarım saate düşüren tren projesi

600 km. uzunluğundaki Marmara çevresini dolaşan tren, Bandırma’yı 1 saatte, Bursa’yı yarım saate indirecek. Ana tren gezecek. Trenin gövdesi bağımsız lokomotiflerden oluşacak. Ancak durağa yaklaşacak olan bölüm ayrılacak ve gideceği bölgeye devam edecek. Tİnecek yolcular da anonsla ayrılacak olan lokomotife yönlendirilecek. Bölgelerden gelen lokomotifler de, seyir halindeki trene kenetlenecek. Durmadan sabit hızla 300 km’yle seyreden proje, 7 milyar dolara malolacak. İstanbul’un İ’sini temsil eden bir yıldız kule projesi var bir de. 3-3.5 milyon dolar maliyetli bu karma proje iş merkezi, konut, yat limanı, restoran ve oteli içeriyor. Adı da Tac-ı İstanbul…

Zengin yabancılara ihtiyacımız var

Dünyada bir ülke vatandaşının, bir başka ülkeden gayrimenkul alma pazarı yıllık 1 trilyon 100 milyar dolar. Bu rakam ABD’de 80 milyar dolar, Türkiye’de ise 2-3 milyar dolar civarı. Türkiye buradan 30 milyar dolar para girişini sağlasa, ülke içinde ciddi kalkınma başlar. Mütekabiliyet çıktı ama metrekaresi bin dolardan daire satmanın anlamı yok. Yabancıya 10 bin dolarlık daire satacaksın ki yürüyebilmek mümkün olsun. Bize zengin yabancı gelmeli, kuru kalabalıkla uğraşmaya gerek yok.

Kaynak: Star