Ev alırken nelere dikkat edilmelidir?

Türk halkı için hem yatırım aracı, hem de mutlaka sahip olunması gereken bir varlık şeklinde değerlendirilen konutlara olan ilgi son dönemde bayağı bir arttı. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere yurdun dört bir yanında inşa edilen yeni projelerin ardı arkası kesilmiyor. Tabii bu tabloda inşaat sektörünün ülke ekonomisini sırtlıyor olmasının da payı büyük.

Oysa ev satın almak gibi oldukça ciddi bir finansal yatırım kararını almadan önce dikkat etmeniz gereken bazı önemli kıstaslar var.

Bunlardan bazılarını şu şekilde sayabilmek mümkün:

Kalbinizi değil, beyninizi dinleyin

Fikir sahibi olmak adına ziyaret ettiğiniz bir örnek daireyi çok beğenebilirsiniz. Ancak evin bulunduğu muhit pek iç açıcı değilse, yatırım maksatlı alıyorsanız yatırımın geri dönüş süresi çok uzunsa, hastane ve okul gibi önemli yerleşkelere uzaksa… Kısacası ev ne kadar güzel olursa olsun bulunduğu konum şehir merkezinden uzaksa farklı alternatifleri değerlendirmenizde fayda olabilir.

Başlıkta da denildiği gibi, uzun yıllar boyunca kredisini ödeyeceğiniz evi belirlerken kalbinizin değil beyninizin sesine kulak verin.

Yatırım için mi, oturmak için mi?

Satın almayı düşündüğünüz ev şehir dışında olsa da, yatırım maksatlı değerlendirmek istiyorsanız konumu sizin için pek önem arz etmeyebilir. Ancak oturmak için alacağınız evin alıveriş merkezlerine, hastanelere, okullara ve çeşitli ulaşım noktalarına (otobüs, metro, minibüs) yakınlığı mutlaka aranması gereken bir kıstastır.

Değerlendirdiğiniz evin bulunduğu semti eşe dosta sorarak yorumlarına kulak vermenin ilerde faydasını mutlaka görürsünüz. Neticede İstanbul’un Esenyurt ile Etiler ilçeleri arasında dağlar kadar fark var.

Gerçekten ev satın almanız gerekiyor mu?

İşi gereği çok fazla seyahat eden bir insansanız, ev satın almak yerine kiralamak sizin için daha akıllıca bir seçim olacaktır. Geleceğe yönelik planlarınız, ilerde işsiz kalma ihtimaliniz, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum, bebek… Tüm bunlar size maddi külfet getirebilir, ev kredisini öderken zora düşmenize yol açabilir.

Ülkemizde kira ödemek, çöpe para atmakla eşdeğer görülüyor olsa da yurtdışında ev sahipliği oranları sanılanın aksine çok da yüksek değil. Örneğin ABD’de bu oran yüzde 64.9 olarak ölçülmüş. 2010 yılında bu rakamın yüzde 69 olduğu göz önünde bulundurulursa yurtdışında 10 ila 20 yıl arasında kredi ödemenin pek tercih edilmediği sonucuna varabiliriz.

Dolayısıyla siz de kendinize bu soruyu sorun: Seneler boyunca her ay maaşımın önemli bir kısmını ev kredisine ayırmaya hazır mıyım? Bu uğurda işimden ayrılmak istesem dahi zoraki çalışmaya, tatillerimden feragat etmeye, araba alma ve bebek sahibi olma planlarımı ertelemeye hazır mıyım?

Bu sorulara vereceğiniz cevaplar doğrultusunda ev satın alma kararınızı netleştirebilirsiniz.

Tüm bankaların kapısını çalın

Öncelikle bankaların yüzde 100 kredi vermediğini sakın unutmayın. Dolayısıyla en azından konut bedelinin yüzde 20’si kadar nakit parayı hazır etmeniz gerekiyor. Eğer bu miktar elinizde yoksa aile büyükleri, arkadaşlarınız ve çevrenizden elden borç almak zorunda kalabilirsiniz. Daha sonra en uygun finansman oranları için tüm bankaların sitelerini ziyaret etmenizde fayda olacaktır.

Eğer faiz ödememe gibi bir hassasiyetiniz varsa katılım bankaları tarafından sağlanan konut finansmanlarına göz atmanız da tavsiye edilir. Tercihiniz hangisi olursa olsun, dosya masrafı adı altında sizden hava parası almayan bir bankayla çalışmaya dikkat edin.

Yapabildiğiniz kadar sıkı pazarlık yapın

Müteahhitlerin 200 bin liraya sattıkları evin gerçek maliyetinin çok çok az olduğunu bilerek pazarlığınızı yapın. Eğer çok iyi pazarlık yapma yeteneğinizin olmadığını düşünüyorsanız, yanınızda aile büyükleri veya pazarlığı kuvvetli arkadaşlarınızdan birisi olsun. Fiyatı düşürebildiğiniz kadar düşürmeye çalışın.

Editörün Diğer Yazıları :

• Arsa alırken nelere dikkat edilmelidir?
• Ev almak için en uygun zaman nedir?
• SGK Sorgulama İşlemleri Nasıl Yapılır?