-

“MALİ VE İDARİ DENETİME” DAVA

Yazar:

11.01.2014

Kişi Okumuş

0 Yorum

“MALİ VE İDARİ DENETİME” DAVA

instagram takipçi arttırma, instagram takipçi satın al, instagram takipçi kasma, instagram takipçi hilesi şifresiz


İMO Bakanlar Kurulu kararının iptalini ve yürütmenin durdurulmasını istedi

İnşaat Mühendisleri Odası, TMMOB`ye bağlı 11 Odayı idari ve mali yönden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın denetimine açan Bakanlar Kurulu kararına karşı iptal ve yürütmeyi durdurma istemli dava açtı. 

2 Ocak 2014 tarihinde Danıştay`a yapılan başvuruda, 17 Aralık 2013 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı`ndaki “İnşaat Mühendisleri Odası” ibaresinin iptali ve yürütmesinin durdurulması talep edildi. Ayrıca karara dayanak oluşturan, 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu`na halen yasalaşmamış bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile eklenen Ek 3. madde ile Ek 4. maddenin 3. ve 4. fıkralarının Anayasa`ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi`ne gönderilmesi istendi.

Dava dilekçesinde, TMMOB ve Odaların hukuki mevzuattaki yeri özetlendi ve diğer meslek kuruluşlarının kuruluş yasaları güne uyarlanırken, TMMOB üzerinde 1980 darbe hukukunun varlığını sürdürdüğü vurgulandı. Dilekçede, söz konusu KHK ile yapılan düzenlemenin Anayasa`ya aykırılığı ortaya konulurken, düzenlemede “idari ve mali denetimin ne şekilde yapılacağının gösterilmediği” ve bu durumun Anayasa`nın “meslek kuruluşlarının idari ve mali denetimine ilişkin kuralların kanunla düzenleneceğine” dair hükmüne de aykırılığının “tartışmasız” olduğu vurgulandı.

Başvuruda ayrıca, Anayasa‘da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerindeki “idari ve mali denetim” için vesayet denetimi kavramı bile kullanılmadığı; doktrin ve içtihatta da özerkliğin asıl, vesayet denetiminin istisna olduğu kabul edildiği ayrıntılı bir şekilde ortaya konuldu. Dilekçede Anayasa Mahkemesi`nin “merkezi idarenin meslek kuruluşunun yerine geçerek işlem tesis edemeyeceği, merkezi idarenin denetiminin vesayet denetimini aşar şekilde kullanılamayacağına” ilişkin kararı hatırlatıldı.

Dava dilekçesinin özeti şöyledir:

Yasama yetkisi yürütmeye devrediliyor

Dilekçede Anayasa`da yasayla düzenleme yapılması öngörülmüş olmasına rağmen hala yasalaşmamış bir KHK ile yapılmış düzenlemeye dayanılması da, yasamanın yetkisi olan denetimi kimin yapacağına ilişkin düzenlemenin Bakanlar Kurulu`na bırakılması da yasama yetkisinin yürütmeye devri olarak değerlendirildi. Ayrıca “EK-4. Madde`nin 3. ve 4.  fıkralarının idari denetimi ve uyulmaması halinde yaptırımı düzenlediği ileri sürülecek olunursa bu maddenin de Anayasa‘da öngörülen idari ve mali denetimin usul ve kurallarının gösterilmemesi, denetim kapsamının ve sınırlarının belirlenmemesi nedeniyle Anayasa‘ya aykırı olduğu açıktır” denildi.

Ek 4. Madde düzenlemesindeki ilgili bakanlıkların karar ve işlemler hakkındaki tasarruflara oda organlarının uyma zorunluluğuna ilişkin hüküm ise belirsizliği nedeniyle eleştirilirken, ilgili bakanlıkların her türlü işlem ve kararlarına odaların uymak zorunda bırakılması ise “hiyerarşik bir denetim” olarak değerlendirildi.

“Yasa çelişkili ve eklektik”

Dilekçede bu duruma yönelik “Bu zorunluluk, hiyerarşik ilişkiyi zorunlu kılar ki, bu da meslek odalarının varlık nedenine aykırıdır” itirazı gündeme getirilirken, düzenlemenin kendi içinde de uyumsuzluğu olduğu ortaya konuldu. Bu düzenlemeye göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın 11 Oda dışında 13 Odanın yöneticilerinin de görevden alınmasını talep etme yetkisine sahip kılındığına dikkat çekilen dilekçede, “Anlatılmak istenen şudur; yasa kendi içinde çelişkili ve eklektiktir. Siyasi faaliyet yasağı için konulmuş olan bu ek maddeler idari ve mali denetim için kullanılamaz ve kullanılır ise, Anayasa Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere bu idari özerkliğe müdahale anlamını taşır” denildi.

Hiyerarşik denetim öngörülmekte

Dilekçede 1982 Anayasası`nın 135. Maddesi`nin daha yasakçı bir düzenlemeye sahipken 1995 yılında yapılan değişiklik ile siyaset yasağının kaldırıldığı ve bu değişikliğin de Avrupa Birliği`ne olumlu bir örnek olarak sunulduğu hatırlatıldı.

“30 yıl boyunca hiç uygulanmamış ve bu nedenle hükümden düşmüş olan maddelerin bugün Bakanlar Kurulu kararına konu edilmesi hem hukuk karşısında hem de demokrasi açısından sorunludur” belirlemesinin yapıldığı dilekçede “…Ek-3 ve Ek-4. maddeler merkezi yönetimin kamu kurumu niteliğindeki hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşlarının üzerindeki Anayasal denetim kurallarını aşan bir biçimde hiyerarşik denetimi öngörmektedir. Bu işlem, hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşu olan meslek örgütünün işlem tesis etmesini daha baştan engellemektedir. Çünkü Yasa ilgili bakanlıkların yetki sınırlarını çizen bir kurala sahip değildir. Bakanlıkların yasada yetki sınırları çizilmeden bir denetim yapmaları hukuka açıkça aykırı olacaktır. Gerek öğretide gerekse yargı kararlarında merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki denetimin sınırlarının kanunla konulması gerektiğinin ve kanunla konulsa dahi idari özerkliğe müdahale anlamını taşıyamayacağının altı çizilmektedir” denildi.

Hiyerarşik Denetim Anayasa`ya Aykırı

Anayasa‘da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları üzerindeki “idari ve mali denetim” için vesayet denetimi kavramı bile kullanılmadığı; doktrin ve içtihatta da özerkliğin asıl, vesayet denetiminin istisna olduğu kabul edildiği ayrıntılı bir şekilde ortaya konuldu. Ek 3 Maddesi`nde yetki sınırı belirsizken, Ek 4 Madde`de ise ast-üst ilişkisinin ötesinde bir denetim dayatıldığı kaydedilen dilekçede, “Ek-4. maddede işlemin kurucu unsuru olması gereken meslek örgütünün iradesi değil, bakanlığın iradesi işlemin kurucu unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, madde bu haliyle hiyerarşik denetimi de aşan bir ilişki öngörmektedir” bilgisi verildi. Anayasa Mahkemesi kararıyla “merkezi idarenin meslek kuruluşunun yerine geçerek işlem tesis edemeyeceği, merkezi idarenin denetiminin vesayet denetimini aşar şekilde kullanamayacağı”nın hüküm altına alındığı ortaya konuldu.

Bakanlığın müdahalesi mühendislik ve mimarlık alanında kaos yaratacaktır

Dilekçede, Odaların, Birliğin idari işlemi ile kurulan, kendi organları olan, Birliğin gözetimi altında, tüm ilişkileri yasayla belirlenmiş kurumlar olduğu saptaması yapılarak, uzmanlık alanlarının ayrışması ve farklılaşmasına paralel olarak kanunla değil Birlik Genel Kurulu aracılığıyla odaların kurulduğuna dikkat çekildi.

Dilekçe metninde bu konuya ilişkin itiraz ise şöyle yer aldı: “Dava konusu karara dayanak yapılan Ek-3. madde ‘ihtisas alanlarına göre Odalar üzerinde ilgili bakanlıklarca` ibaresi, sonu gelmez bir paylaşımı beraberinde getirecektir. Mimarlık ve mühendislik alanları bilimsel alanlar olup, merkezi idareyi temsil eden bakanlıklar ise siyasal organlardır. …92 disiplin alanına 26 bakanlığın müdahalesi mühendislik ve mimarlık alanında kaos yaratacaktır. Birden fazla siyasal gücün mühendislik ve mimarlık alanına idari işlem ve tasarruflarla müdahalesi, idari özerklik bir yana ihtisas kollarının faaliyet alanlarını kaotik bir sürece sokacaktır. ‘İlgili bakanlık` sorunlu bir ibare olup, bilimsel ve hukuken yapılmış bir tartışma sonucu kanunla ilişkilendirilmiş bir bakanlık olmayıp, siyasal iktidarın atamamış olduğu siyasal organ olacaktır.”

TMMOB ve bağlı odalarının demokratik işleyiş süreçleri ve yargı önünde hesap verme süreçlerinin de anımsatıldığı dilekçede, söz konusu KHK ile getirilen ek madde düzenlemelerinin Anayasa`ya aykırılık gerekçeleri şöyle sıralandı:

“Anayasa`nın hukuk devleti ilkesini düzenleyen 2. Maddesi`ne, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa`dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağına ilişkin 6. Maddesi`ne; yürütme yetkisinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağına ve yerine getirileceğine ilişkin 8. Maddesi`ne; Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğuna ve kanunların Anayasa‘ya aykırı olamayacağına ilişkin 11. Maddesi`ne; yetki kanunları ve bunlara dayanan KHK`lerin, TBMM komisyonları ve Genel Kurulu`nda öncelikle ve ivedilikle görüşüleceğine ilişkin 91. Maddesi`ne; meslek kuruluşları üzerinde devletin idari ve mali denetimine ilişkin kuralların kanunla düzenleneceğine ilişkin 135. Maddesi`ne aykırıdır.”

Editörün Diğer Yazıları :

İnşaat Gündemi’ne Abone Ol!

Bu içeriği beğendiniz mi? Tüm güncel içeriklerimizden haberdar olmak için e-posta abonemiz olabilirsiniz.




YORUMLAR

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

GÜNLÜK DEMİR FİYATLARI

14.07.2022 Demir Fiyatları
Bölge Ø8 Ø10 Ø12-32
İstanbul 15200 ₺ 15100 ₺ 14850 ₺
İzmir 14900 ₺ 14750 ₺ 14550 ₺
Karabük 15100 ₺ 14900 ₺ 14700 ₺
Biga 14950 ₺ 14800 ₺ 14600 ₺
Payas 14850 ₺ 14700 ₺ 14500 ₺
Gebze 14950 ₺ 14850 ₺ 14600 ₺
Samsun
Ankara 15300 ₺ 15150 ₺ 14950 ₺
Bursa 15200 ₺ 15050 ₺ 14850 ₺
Kütahya
Sivas 15150 ₺ 15000 ₺ 14800 ₺
Detaylı Görünüm

BENZER İÇERİKLER

FACEBOOKTA BİZ

Facebook
Instagram
Telegram
LinkedIn
YouTube
RSS